Matta Kitabı'nın 13. bölümü, İsa'nın göklerin egemenliği hakkında çeşitli benzetmeler anlattığı bir bölümdür. Bu bölümde yer alan başlıca benzetmeler ve öğretiler şunlardır:
-
Toprak Benzetmesi (Matta 13:1-23):
- İsa, büyük bir kalabalığa göl kenarında öğretirken bir kayığa biner ve oturur, kalabalık ise kıyıda durur.
- İsa, bir çiftçinin tohum ekmeye çıktığını anlatır. Tohumlardan bazıları yol kenarına düşer, kuşlar gelip yer. Bazıları kayalık yerlere düşer, toprağı az olduğu için hemen filizlenir ama kökü derinleşemediği için güneş doğunca kurur. Bazıları dikenler arasına düşer, dikenler büyüyüp boğar. Bazıları ise iyi toprağa düşer, büyür ve ürün verir: kimisi yüz kat, kimisi altmış kat, kimisi otuz kat.
- İsa, bu benzetmeyi açıklarken, tohumun Tanrı'nın sözünü temsil ettiğini belirtir. Yol kenarına düşen tohum, Tanrı'nın sözünü duyup anlamayanları, kayalık yere düşen tohum, sözü hemen sevinçle kabul eden ama kök salamayan ve sıkıntı ya da zulüm yüzünden düşenleri, dikenler arasına düşen tohum, dünya kaygıları ve zenginlik aldatıcılığı yüzünden sözü boğanları, iyi toprağa düşen tohum ise sözü duyup anlayan ve ürün verenleri temsil eder.
-
Delice Benzetmesi (Matta 13:24-30, 36-43):
- İsa, göklerin egemenliğini, tarlasına iyi tohum eken bir adama benzetir. İnsanlar uyurken, düşmanı gelir ve buğdayların arasına delice eker.
- Buğday büyüyüp başak verdiğinde deliceler de görünür. Hizmetçiler, gelip deliceyi ayıklayalım mı diye sorar. Adam, buğdaylarla birlikte deliceleri de kökünden sökebilecekleri için buna izin vermez. Hasat zamanı geldiğinde, önce deliceleri toplayıp yakmalarını, sonra buğdayı ambarına koymalarını söyler.
- İsa, bu benzetmeyi açıklarken, iyi tohumun göklerin egemenliği çocukları, delicenin ise kötü olanın çocukları olduğunu söyler. Hasat zamanı, dünyanın sonunu, biçenler ise melekleri temsil eder. Deliceler ateşte yakılacağı gibi, kötü olanlar da son yargıda cezalandırılacaktır. Doğru olanlar ise Babalarının egemenliğinde parlayacaktır.
-
Hardal Tohumu Benzetmesi (Matta 13:31-32):
- İsa, göklerin egemenliğini bir hardal tanesine benzetir. Hardal tanesi, ekildiğinde en küçük tohumdur ama büyüdüğünde bahçedeki en büyük bitki olur ve ağaç haline gelir. Kuşlar gelip dallarına konar.
-
Mayalı Hamur Benzetmesi (Matta 13:33):
- İsa, göklerin egemenliğini bir kadının üç ölçek una maya katmasına benzetir. Maya, bütün hamuru mayalandırır.
-
Hazine ve İnci Benzetmeleri (Matta 13:44-46):
- İsa, göklerin egemenliğini tarlada saklı bir hazineye benzetir. Bu hazineyi bulan adam, sevinçle gidip sahip olduğu her şeyi satar ve tarlayı satın alır.
- İsa, göklerin egemenliğini, güzel inciler arayan bir tüccara benzetir. Değerli bir inci bulduğunda, gidip sahip olduğu her şeyi satar ve o inciyi satın alır.
-
Ağ Benzetmesi (Matta 13:47-50):
- İsa, göklerin egemenliğini denize atılan ve her türlü balığı toplayan bir ağa benzetir. Ağ dolduğunda, balıkçılar onu kıyıya çeker, iyi balıkları kaplarına toplar, kötü olanları ise atarlar.
- İsa, dünya sonu geldiğinde de meleklerin gelip kötüleri doğru olanlardan ayıracağını ve onları ateş fırınına atacaklarını söyler. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.
-
Yeni ve Eski Hazineler Benzetmesi (Matta 13:51-52):
- İsa, öğrencilerine bu benzetmeleri anlayıp anlamadıklarını sorar. Onlar "Evet" derler. İsa, göklerin egemenliğinin bilgisine sahip olan her din bilgininin, hazinesinden yeni ve eski şeyler çıkaran bir ev sahibine benzediğini söyler.
-
Nasıra'da Reddedilişi (Matta 13:53-58):
- İsa, bu benzetmeleri bitirdikten sonra kendi memleketine gider ve orada sinagogda öğretmeye başlar. Halk onun bilgeliğine ve mucizelerine hayret eder ama onun marangoz oğlu olduğunu, annesi Meryem, kardeşleri Yakup, Yusuf, Simun ve Yahuda'yı tanıdıklarını hatırlarlar.
- İsa, bir peygamberin kendi memleketinde ve evinde kabul görmediğini söyler. Halkın imansızlığı yüzünden orada fazla mucize yapmaz.