Rüya Şehir Brugge
Siz hiç adeta eski sinema filmlerinden çıkmış, buram buram çikolata kokan bir şehirde gezdiniz mi? Gezmediyseniz her sokağını hayranlıkla gezeceğiniz Brugge’yihadi birlikte keşfedelim.
Öncelikle Brugge’yi tanımak için nerede olduğunu bilmemizde fayda var. Brugge, mis gibi kokan tadına doyamadığımız çikolatalarıyla ünlü olan Belçika’nın, 120 bin nüfuslu bir şehridir. Geleneklerini hala işlemeli dantelleri ve 19. yüzyıldan kalma mimari yapılarını koruyarak sürdüren bu şehir, Venedik’le yarışmaya aday kanallarıyla da ünlü bir turizm merkezidir. Hatta bu kanalların ünü o kadar yaygın ki güzelliklerinden dolayı “Kuzeyin Venedik’i” olarak bilinir. Sayısız kanala sahip bu şehirde en romantiği olarak bilinen Groenerei Kanalı, tarihi konakların arasından geçerek bizi bir kere daha büyülemeyi başarıyor.
Brugge’yi Orta Çağ’a zaman yolculuğu yapmış hissi ile gezmenizi sağlayan en önemli detay ise Birinci Dünya savaşı sonrası Avrupa’da birçok şehir yıkılıp yok olmuşken, savaşın Brugge’yi es geçmesi olmuş. Tabi durum böyle olunca da bu küçük şehir bozulmamış mimarisi ile günümüze kadar gelmeyi başarmış yegane şehirlerden biri olmuş.
Nüfusun büyük çoğunluğunu Flaman olduğu Brugge’de 3 adet resmi dil var. Halk birbiriyle Flemenkçe iletişim kurmayı tercih ediyor. Resmi dilleri olsa da Fransızca hiç konuşamadıkları gibi Almanca ise nüfusun yok denecek kadar az olduğu küçük bir bölümünde konuşuluyor. Buna rağmen resmi yazışmalar ve hukuki durumlarda mutlaka bu 3 dilde kullanıyor. Turistler için ise en kolay iletişim dili tabiki İngilizce oluyor.
Bir güne sığdırmanın mümkün olmadığı bu şehirde Groeningemuseumu gezdikten sonra bir kafede oturarak o meşhur biralarından birini yudumlamanızı ve yanında da iddialı oldukları patateslerinden mutlaka tadarak günün o huzur veren anını deneyimlemenizi öneririm.
Ayrıca, Belfry Çan Kulesi, Meryem Ana Kilisesi, Madonna ve Çocuk Heykeli, Kutsal Han Bazilikası ve Belediye Binası görmeden dönmemeniz gereken yerlerin başında geliyor. Dönüşte ise anlatmaya bile gerek olmayan tadı damağınızda kalacak çikolatalardan almayı unutmayın.
Siz hiç adeta eski sinema filmlerinden çıkmış, buram buram çikolata kokan bir şehirde gezdiniz mi? Gezmediyseniz her sokağını hayranlıkla gezeceğiniz Brugge’yihadi birlikte keşfedelim.
Öncelikle Brugge’yi tanımak için nerede olduğunu bilmemizde fayda var. Brugge, mis gibi kokan tadına doyamadığımız çikolatalarıyla ünlü olan Belçika’nın, 120 bin nüfuslu bir şehridir. Geleneklerini hala işlemeli dantelleri ve 19. yüzyıldan kalma mimari yapılarını koruyarak sürdüren bu şehir, Venedik’le yarışmaya aday kanallarıyla da ünlü bir turizm merkezidir. Hatta bu kanalların ünü o kadar yaygın ki güzelliklerinden dolayı “Kuzeyin Venedik’i” olarak bilinir. Sayısız kanala sahip bu şehirde en romantiği olarak bilinen Groenerei Kanalı, tarihi konakların arasından geçerek bizi bir kere daha büyülemeyi başarıyor.
Brugge’yi Orta Çağ’a zaman yolculuğu yapmış hissi ile gezmenizi sağlayan en önemli detay ise Birinci Dünya savaşı sonrası Avrupa’da birçok şehir yıkılıp yok olmuşken, savaşın Brugge’yi es geçmesi olmuş. Tabi durum böyle olunca da bu küçük şehir bozulmamış mimarisi ile günümüze kadar gelmeyi başarmış yegane şehirlerden biri olmuş.
Nüfusun büyük çoğunluğunu Flaman olduğu Brugge’de 3 adet resmi dil var. Halk birbiriyle Flemenkçe iletişim kurmayı tercih ediyor. Resmi dilleri olsa da Fransızca hiç konuşamadıkları gibi Almanca ise nüfusun yok denecek kadar az olduğu küçük bir bölümünde konuşuluyor. Buna rağmen resmi yazışmalar ve hukuki durumlarda mutlaka bu 3 dilde kullanıyor. Turistler için ise en kolay iletişim dili tabiki İngilizce oluyor.
Bir güne sığdırmanın mümkün olmadığı bu şehirde Groeningemuseumu gezdikten sonra bir kafede oturarak o meşhur biralarından birini yudumlamanızı ve yanında da iddialı oldukları patateslerinden mutlaka tadarak günün o huzur veren anını deneyimlemenizi öneririm.
Ayrıca, Belfry Çan Kulesi, Meryem Ana Kilisesi, Madonna ve Çocuk Heykeli, Kutsal Han Bazilikası ve Belediye Binası görmeden dönmemeniz gereken yerlerin başında geliyor. Dönüşte ise anlatmaya bile gerek olmayan tadı damağınızda kalacak çikolatalardan almayı unutmayın.