Robotlar İşimi Elimden Alabilir Mi?
Bilimkurgu romanları ilk yarıdan sonra distopik bir kabus haline gelir. Pek çok çalışanın içinde ‘’Robot Devrim’’ hikayesinde yaşananların gerçek olacağına dair tatsız bir düşünce bulunuyor. Bu düşünceye istinaden ortaya çıkan tedirgin edici soru da ‘’Robotlar işimi elimden alacak mı?’’ Şeklindedir. Bir iş danışmanlığı şirketi olan PwC çalışanları, 2035 yılına kadar her 3 iş kolundan 1 tanesinin robotlar tarafından otomatikleştirilebileceği kanısındalar.
Birleşik Krallık Sheffield Üniversitesinde robot bilim uzmanı olarak çalışan Jonathan Aitken ‘’Robotik genel olarak insanların kirli, sıkıcı, tehlikeli bulduğu alanlarda tercih edilir’’ diyor.
Tekrarlayan bir otomasyon süreci daima robotlar tarafından başarılabilir. İşin değişkenliğinin olmaması sürecin her seferinde aynı şekilde yapılacağı anlamına gelir. Bu durum göz önüne alındığında robotların özellikle otomotiv sektöründe çok daha fazla tercih edilmesinin sebebi ortaya çıkar.
Ancak robotların yükseliş baskısını hissedenler yalnızca fabrika işçileri değil. Bu gelişmeden profesyonel rollerde çalışanlar da etkilenebilir. Sözgelimi yapay zeka için çok uygun bir görev olan veri sıralamaya odaklanılan iş kollarında robotlar verimli çalışabilir.
Günümüzde finansal hizmetler, alım satımları gerçekleştiren otomatik robotlarla çalışan bir alan haline gelmeye başladı. Bir bilgisayarın insandan daha iyi ve hızlı hisse senedi seçimi yapabilmesi halinde kullanımının yaygınlaşması kaçınılmazdır. Bugün hemen hemen tüm yatırım firmaları yapay zeka kullanmaktan oldukça memnun görünüyor.
Fakat bazı sektörlerde durum daha farklı görünüyor. Sözgelimi sağlık hizmetlerinde çalışanların yerini robotların alma ihtimali oldukça düşük görünüyor. Daha kesin kurallı prosedürlerin yürütülmesi için, uzaktan sağlık hizmeti uzmanları tarafından yönlendirilen cerrahi robotlar çoktan kullanılmaya başlandı. Fakat iyi eğitimli bir hemşire ya da doktorun nazik dokunuşu, vereceği güven hissi robot tarafından taklit edilemez.
Aitken bu konuda ‘’Robotların belirli işleri yapmasını, bu alanda hizmet alan kişilerin isteyip istemediğinin sorgulanması gerekiyor. İnsana bakım verilen bir alanda bizden bir robotun yaklaşımını kabul etmemiz isteniyor. Bunun başarılması için epeyi zaman geçmesi gerekli. İnsanlar halen insanları seviyor.’’ diyor.
Konuya bir başka meslek örneğin tarihçiler açısından bakalım. Tarihçiler hükümet ve kurumsal kayıtları inceler, gazeteler ve diğer süreli yayınlardan fotoğraflardan, röportajlardan, filmlerden elektronik medya çıktılarından, kişisel günlükler ya da kişisel mektuplar gibi el yazmalarından faydalanıyor. Bir bakıma robotlar da bu verileri tarayabilir gibi görünüyor. Fakat robotların dışında olan bir kısım var. O da ‘’yorumlama’’dır. Yorumlama hemen hemen her meslek dalında en zor aşamadır. Bugün bulunduğumuz teknolojik gelişim noktasında yorumlama sadece insanlar tarafından yapılabiliyor. Yorum bir hikaye oluşturmakla ilgili olabilir. Tarihçinin daha önce yazılmış metinleri inceleyip, özgün bir bakış açısı ile yeni bir hikaye oluşturması beklenir. Yani hayal gücü ve objektif düşünce gereklidir.
Robotların temel dezavantajı, insan empati yeteneğinden yoksun olmalarıdır. Fakat hiç kimse yeni üretilen bir modelin hayal gücü ya da empati yeteneğine sahip olmayacağını kesin olarak söyleyemez.
Yine de sezgiler, sanat, insan deneyimi, empati gibi özelliklerin gerektiği yerlerde insanların en azından yakın gelecekte üstünlüklerini koruyacakları kesin görünüyor. Buna karşın robotlar işimi elimden alır mı korkusu emek yoğun alanlarda haklılığını koruyor.