Eski edebiyatların öğrettiği tüm geleneklere yenilikler katmak amacıyla yola çıkan Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rıfat gibi isimlerle birlikte Garip Akımını başlatan edebiyatçı olarak bilinir. Babası Mehmet Veli Kanık, 1932’de Cumhurbaşkanlığı Bando Heyeti Şefliği’ne tayin edilmiş, öncesinde ise İzmir Bandosu ve İstanbul Mızıka-i Humayun’da görev almıştır.
Orhan Veli Kanık’ın Hayatı
Eğitim hayatına Galatasaray Lisesinde başlayan Orhan Veli, babasının tayini nedeniyle Ankara’ya taşındılar ve Ankara’da Gazi İlkokulunda devam etti. Yaşamının büyük bir çoğunluğunu İstanbul’da geçiren olan Orhan Veli, bir dönem babasının isteği üzerine ile Ankara’da yaşamdı. Bu dönemlerde Ankara radyosunda çalışmaya başlayan Orhan Veli, daha sonra öğretmenlik görevini Galatasaray Lisesinde sürdürdü. Büyük şair, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde de eğitim almaya başladı. Hayat şartları nedeniyle edebiyat fakültesini yarıda bıraksa da edebiyata olan tutkusundan hiçbir zaman yitirmedi.
İlkokul çağlarında edebiyata olan düşkünlüğünü farkeden Orhan Veli, o zamanlarda Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat Horozcu ile aynı okulda eğitim gördü. Çocukluk dönemlerinde, okulun edebiyat dergisini birlikte çıkaran arkadaşlar, bu sayede ilk eserlerini de çocuk edebiyatında vermiş oldular. Lise dönemlerinde ise daha çok yaptığı çeviriler ve tiyatroya olan ilgisi üzerine çalışmalarda bulunan Orhan Veli, birçok tiyatro oyununda da boy gösterdi. Orhan Veli'nin en büyük şanslarından biri de lise öğrenimini aldığı okulda, edebiyat öğretmeninin Ahmet Hamdi Tanpınar olmasıydı. Ahmet Hamdi Tanpınar, Orhan Veli’nin edebiyata olan ilgisini ve yeteneğini farkederek ona destek oldu.
Lise dönemleri sonrasında Orhan Veli, arkadaşları Melih Cevdet ve Oktay Rıfat ile tekrar bir araya geldi ve Garip dergisini çıkardılar. Böylece Garip akımı başlamış oldu. Cumhuriyet döneminin ilk yılları olan bu dönemde, birçok edebiyatçı ağır söz sanatları ve aruz veznini tercih ederken, garipler akımının öncüleri olan ünlü şairler, sade bir dil kullanarak basit ve yalın anlatımlar ile halkın da rahatlıkla okuyup anlayabileceği şiirler yazdılar. Tüm akımları reddedip, kendi edebiyat anlayışları ile eserler çıkaran cesur arkadaşlar, birçok kişi tarafından çok beğenilse de diğer kişiler tarafından eleştirilere maruz kalmış, taşa tutulmuşlardı.
Orhan Veli Kanık'ın Ölümü
Orhan Veli, 1950 yılında, 36 yaşındayken, bir kaza sonucunda komaya girdi ve beyin kanaması sonucu yaşama veda etti. Aşiyan mezarlığına defnedilen şair, bu kısacık yaşamını birçok eserle doldurarak ölümsüzlüğünü ilan etti. İstanbul’a olan sevgisini şiirlerinde de apaçık ifade eden Orhan Veli, “İstanbul’u Dinliyorum” şiiriyle de sevgisini dizelere dökmüş, bizlere en güzel eserlerinden bir tanesini bırakmıştır.
Orhan Veli’nin Eserleri
Orhan Veli’nin de öncülük ettiği Garip akımının ortaya çıkmasından önce, şiir ve diğer edebi eserlerin konusunun mutlaka büyük duygular ya da olaylar barındırması gerekiyordu. Garip akımı ile birlikte, herhangi bir konunun da şiirin teması olabileceğini ispatlayan Orhan Veli, bu görüşü dahilinde hiçbir konu ayırt etmeksizin her konuda şiirler yazdı. Eserlerinde yalın ve basit bir dil kullanan Orhan Veli, hece ölçüsü kullanmış, söz sanatlarını fazla yer vermemiş ve istediği konuyu, içinden geldiği bir anlatım ile aktarmıştır.
Orhan Veli’nin sayısız şiir ve hikaye kitaplarının yanına birçok da çeviri kitabı yer alır. Eserlerinden bazıları ise şunlardır:
• Garip (1941)
• Vazgeçemediğim (1945)
• Destan Gibi (1946)
• Yenisi (1947)
• Karşı (1949)
• Bütün Şiirleri (1951)
• Nasreddin Hoca Hikayeleri (1949)
• Bir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı (Çeviri, 1943)
• La Fontaine’nin Masalları (Çeviri, 1948)
• Hamlet (Çeviri, 1949)
Orhan Veli Kanık’ın Hayatı
Eğitim hayatına Galatasaray Lisesinde başlayan Orhan Veli, babasının tayini nedeniyle Ankara’ya taşındılar ve Ankara’da Gazi İlkokulunda devam etti. Yaşamının büyük bir çoğunluğunu İstanbul’da geçiren olan Orhan Veli, bir dönem babasının isteği üzerine ile Ankara’da yaşamdı. Bu dönemlerde Ankara radyosunda çalışmaya başlayan Orhan Veli, daha sonra öğretmenlik görevini Galatasaray Lisesinde sürdürdü. Büyük şair, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde de eğitim almaya başladı. Hayat şartları nedeniyle edebiyat fakültesini yarıda bıraksa da edebiyata olan tutkusundan hiçbir zaman yitirmedi.
İlkokul çağlarında edebiyata olan düşkünlüğünü farkeden Orhan Veli, o zamanlarda Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat Horozcu ile aynı okulda eğitim gördü. Çocukluk dönemlerinde, okulun edebiyat dergisini birlikte çıkaran arkadaşlar, bu sayede ilk eserlerini de çocuk edebiyatında vermiş oldular. Lise dönemlerinde ise daha çok yaptığı çeviriler ve tiyatroya olan ilgisi üzerine çalışmalarda bulunan Orhan Veli, birçok tiyatro oyununda da boy gösterdi. Orhan Veli'nin en büyük şanslarından biri de lise öğrenimini aldığı okulda, edebiyat öğretmeninin Ahmet Hamdi Tanpınar olmasıydı. Ahmet Hamdi Tanpınar, Orhan Veli’nin edebiyata olan ilgisini ve yeteneğini farkederek ona destek oldu.
Lise dönemleri sonrasında Orhan Veli, arkadaşları Melih Cevdet ve Oktay Rıfat ile tekrar bir araya geldi ve Garip dergisini çıkardılar. Böylece Garip akımı başlamış oldu. Cumhuriyet döneminin ilk yılları olan bu dönemde, birçok edebiyatçı ağır söz sanatları ve aruz veznini tercih ederken, garipler akımının öncüleri olan ünlü şairler, sade bir dil kullanarak basit ve yalın anlatımlar ile halkın da rahatlıkla okuyup anlayabileceği şiirler yazdılar. Tüm akımları reddedip, kendi edebiyat anlayışları ile eserler çıkaran cesur arkadaşlar, birçok kişi tarafından çok beğenilse de diğer kişiler tarafından eleştirilere maruz kalmış, taşa tutulmuşlardı.
Orhan Veli Kanık'ın Ölümü
Orhan Veli, 1950 yılında, 36 yaşındayken, bir kaza sonucunda komaya girdi ve beyin kanaması sonucu yaşama veda etti. Aşiyan mezarlığına defnedilen şair, bu kısacık yaşamını birçok eserle doldurarak ölümsüzlüğünü ilan etti. İstanbul’a olan sevgisini şiirlerinde de apaçık ifade eden Orhan Veli, “İstanbul’u Dinliyorum” şiiriyle de sevgisini dizelere dökmüş, bizlere en güzel eserlerinden bir tanesini bırakmıştır.
Orhan Veli’nin Eserleri
Orhan Veli’nin de öncülük ettiği Garip akımının ortaya çıkmasından önce, şiir ve diğer edebi eserlerin konusunun mutlaka büyük duygular ya da olaylar barındırması gerekiyordu. Garip akımı ile birlikte, herhangi bir konunun da şiirin teması olabileceğini ispatlayan Orhan Veli, bu görüşü dahilinde hiçbir konu ayırt etmeksizin her konuda şiirler yazdı. Eserlerinde yalın ve basit bir dil kullanan Orhan Veli, hece ölçüsü kullanmış, söz sanatlarını fazla yer vermemiş ve istediği konuyu, içinden geldiği bir anlatım ile aktarmıştır.
Orhan Veli’nin sayısız şiir ve hikaye kitaplarının yanına birçok da çeviri kitabı yer alır. Eserlerinden bazıları ise şunlardır:
• Garip (1941)
• Vazgeçemediğim (1945)
• Destan Gibi (1946)
• Yenisi (1947)
• Karşı (1949)
• Bütün Şiirleri (1951)
• Nasreddin Hoca Hikayeleri (1949)
• Bir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı (Çeviri, 1943)
• La Fontaine’nin Masalları (Çeviri, 1948)
• Hamlet (Çeviri, 1949)