Hasankeyf Tarihi
Hasankeyf, hangi tarih aralıklarında kurulduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte tarihi, antik dönemlere kadar uzanır. Hasankeyf höyüğünde meydana getirilen araştırmalarla 3500 yıldan 12000 yıl öncesine değin arkeolojik materyallere rastlanmıştır.
Yukarı Mezopotamya'dan Anadolu'ya geçiş yolunda ve Dicle nehrinin kenarında kurulması sebebiyle stratejik bir önem taşımaktaydı. Milattan sonra 2. ve 3. yüzyıllarda, sınırda yer alan yerleşim olarak Bizanslılar ile Sasaniler'in arasında el değiştirme göstermiş, Diyarbakır ve çevresini işgal eden Roma İmparatoru, bölgeyi Sasaniler’den korumak için iki sınır kalesi inşa etmiştir. MS 363 yılında inşa edilen kale, uzun dönemler boyunca Roma ve Bizans egemenliği altında kalmıştır. Hristiyanlığın bölge içerisinde 4. yüzyıl itibariyle yayılmaya başlamasının ardından, yerleşim yeri Süryani piskoposluğunun merkezi haline gelmiştir.
Kadıköy Konsil tarafından, MS 451 yıllarında Hasankeyf’teki piskoposluk Kardinal ünvanına sahip olmuştur. Hasankeyf 640 yılında, Halife Ömer dönemi içerisinde, İslam ordusu tarafından işgal edilmiştir. Emeviler, Abbasiler gibi yönetimler egemenliğinde bir süre kalan bu yerleşim, Artuklular tarafından ele geçirilmiş, Artuklu Beyliği'nin bir dönem başkentliğini yapan Hasankeyf'in en parlak dönemi bu dönemde görülmüştür. Artuklular dönemi içerisinde inşa edilen kale kasabası özelliğinden kurtulup, şehir haline getirilmiştir. 1232 yılında Eyyübiler'in ele geçirdiği yerleşim, 1260 yılında Moğollar tarafından ele geçirilip tahrip edilmiştir.
Osmanlı'ya Geçiş Dönemi
Hasankeyfe hakim olan Eyyübiler, Hülagü'ye bağlılığını söyleyerek şehirde egemenliğini devam ettirmiştir. 14. asırda önemli bir şehir olma niteliğini korumakla beraber, eski parlak günlerine bir türlü kavuşamamıştır. 1462 yıllarında Uzun Hasan tarafından ele geçirilen şehir, Akkoyunlu topraklarına eklenmiş, Akkoyunlar'ın zayıflaması ile Eyyübi yönetimi yeniden baş göstermiştir. Bir süre sonra Safeviler'in yönetimine geçen yerleşim, 1515 tarihinde Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir. 1524 yılına kadar Osmanlı yönetimine bağlı olan Eyyübi yöneticiler aracılığıyla idare edilmiş, sonrasında ise Osmanlı idarecileri tarafından yönetilmeye devam edilmiştir. 17. yüzyıldan itibaren ana ticaret yollarının değişime gitmesi ve Osmanlı-İran savaşları sonucunda tiicarette meydana gelen duraklama sonucu şehir önemini kaybetmiştir. 1867 yılı sonrası Mardin Midyat’a bağlı olan bu yerleşim, 1926 yılında Gerçüş ilçesi sınırlarına bağlanmıştır. 1990 yılında Batman'ın il olmasıyla beraber, ilçe bu şehre bağlanmıştır.
Ilısu Barajı
Hasankeyf, Dicle üzerine yapılan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Baraj gölü ile sular ile kaplanacaktır. Kültürel zenginliğini kaybetme riski ile karşılaşmaktadır. Bu sebeple Ilısu Barajı, sularının altında kalacak Hasankeyf'te kurtarma kazıları ve tarihi önem taşıyan eserlerin taşınmasıyla ilgili çalışmalar, büyük ölçüde tamamlanmıştır.