2021 ve Sonrasında Bizi Neler Bekliyor
Hepimiz biliyoruz ki, 1 Aralık 2019 yılında ortaya çıkan korona virüs tamamen hayatımızın bir parçası oldu. Henüz ilacı bulunamayan bu virüsün mutasyon geçirip işleri iyice zora sokması bu sürecin daha da uzayacağına işaret ediyor. Açıkçası şunu kesin bir şekilde söyleyebilirim ki 2021 yılında bir ilaç üretilmezse bu süreç daha ileri gidecek. Şu anda dünyanın dört bir yanında aşı çalışması var bu haberlerden bizi en çok umutlandıran BioNTech şirketinin bulmuş olduğu aşı. bu aşının covid-19 virüsüne karşı alınabilecek bir önlem olduğu kesin gözüyle bakılıyor. Ama son zamanlarda patlak veren bir haber büyük bir engel oluşturuyor: İngiltere de görülen mutasyona uğramış korona virüs. Dünya sağlık örgütü(WHO), Avrupa Birliği ve İngiltere bu konuda peş peşe açıklamalar da bulunuyorlar. İngiltere bu virüse B 117 adını verdiler.
Ve bu virüs Covid-19 dan daha hızlı bulaşıyor. Şuanda tüm ülkeler kapılarını İngiltere’ye kapatmış durumda. Tüm bu yaşanan olaylardan sonra 2021 yılında karantina süreci devam edecek gibi görünüyor.
Peki 2021 yılında hayatımızda Covid-19 dışında bir şey olmayacak mı?
Elbette, olacak ve bunların en başında yapay zekanın gelişmesi ve dünyanın gitgide dijitalleşmesi geliyor.
Yıllar geçtikçe insana olan ihtiyaç azalıyor ve iş kollarında insanların yerini makineler, robotlar ve cihazlar alıyor.
Mesela artık yapay zekaya sahip android doktorlar bizi tedavi edecek ya da retina taramalarıyla hastalıklar belirlenecek. Başka bir örnek vermek gerekirse,
Sanal gerçeklik ve yapay zeka destekli bir eğitim düzeni bekliyor bizi gelecekte.
Bu sisteme Tersine Sınıf adını veriliyor. Öğrenci bir influencer tarafından dersi dinliyor ve programlanmış olan yapay zekaya anlamadığı soruyu sorabiliyor üstelik okula gitmeden! Bu sistem şu anda Amerika’da Khan Akademi de kullanılmakta. Ayrıca Çin ve Japonya’da da bu sistemler kullanılıyor. Tabii ki teknoloji gelişiyor ama ortada bir sorun daha var bu da her geçen gün artmakta olan karbon salınımı.
Günler, aylar, yıllar geçtikçe karbon salınımız artıyor ve büyük çaplı felaketlere davetiye çıkartıyoruz. Şu anda karbon seviyemiz 1C seviyesinde ve bu önümüzdeki senelerde geri dönülemez bir noktaya geleceğimizin göstergesidir.
Burada önemli bir sınır var, bu da 1.5C seviyesi. Bu dünyanın ortalama sıcaklığının ne kadar yükselebileceğinin göstergesidir. Bu değerlerin etkilerini şöyle açıklayabilirim;
Şu anda 1C seviyesindeyiz ve bunun etkisini Avustralya’da aylarca süren yangınlardan sel felaketlerinden daha önce görülmemiş doğa olaylarından görebiliriz.
Tüm bu olayları göz önünde bulundurduğumuzda 1.5C seviyesini tahmin etmek daha da zorlaşıyor.
Kısacası dünya artık yeni bir düzene giriyor ve bu düzeni yöneten bazı topluluklar var bunu satranç taşlarına benzetebiliriz;
Biz normal insanlar birer piyon pozisyonundayız ve görevimiz Şah’ı korumak.
Bu yüzden yeni düzene ayak uydurmalı ve kendimizi bu süreçte en iyi şekilde geliştirmeliyiz.
Hepimiz biliyoruz ki, 1 Aralık 2019 yılında ortaya çıkan korona virüs tamamen hayatımızın bir parçası oldu. Henüz ilacı bulunamayan bu virüsün mutasyon geçirip işleri iyice zora sokması bu sürecin daha da uzayacağına işaret ediyor. Açıkçası şunu kesin bir şekilde söyleyebilirim ki 2021 yılında bir ilaç üretilmezse bu süreç daha ileri gidecek. Şu anda dünyanın dört bir yanında aşı çalışması var bu haberlerden bizi en çok umutlandıran BioNTech şirketinin bulmuş olduğu aşı. bu aşının covid-19 virüsüne karşı alınabilecek bir önlem olduğu kesin gözüyle bakılıyor. Ama son zamanlarda patlak veren bir haber büyük bir engel oluşturuyor: İngiltere de görülen mutasyona uğramış korona virüs. Dünya sağlık örgütü(WHO), Avrupa Birliği ve İngiltere bu konuda peş peşe açıklamalar da bulunuyorlar. İngiltere bu virüse B 117 adını verdiler.
Ve bu virüs Covid-19 dan daha hızlı bulaşıyor. Şuanda tüm ülkeler kapılarını İngiltere’ye kapatmış durumda. Tüm bu yaşanan olaylardan sonra 2021 yılında karantina süreci devam edecek gibi görünüyor.
Peki 2021 yılında hayatımızda Covid-19 dışında bir şey olmayacak mı?
Elbette, olacak ve bunların en başında yapay zekanın gelişmesi ve dünyanın gitgide dijitalleşmesi geliyor.
Yıllar geçtikçe insana olan ihtiyaç azalıyor ve iş kollarında insanların yerini makineler, robotlar ve cihazlar alıyor.
Mesela artık yapay zekaya sahip android doktorlar bizi tedavi edecek ya da retina taramalarıyla hastalıklar belirlenecek. Başka bir örnek vermek gerekirse,
Sanal gerçeklik ve yapay zeka destekli bir eğitim düzeni bekliyor bizi gelecekte.
Bu sisteme Tersine Sınıf adını veriliyor. Öğrenci bir influencer tarafından dersi dinliyor ve programlanmış olan yapay zekaya anlamadığı soruyu sorabiliyor üstelik okula gitmeden! Bu sistem şu anda Amerika’da Khan Akademi de kullanılmakta. Ayrıca Çin ve Japonya’da da bu sistemler kullanılıyor. Tabii ki teknoloji gelişiyor ama ortada bir sorun daha var bu da her geçen gün artmakta olan karbon salınımı.
Günler, aylar, yıllar geçtikçe karbon salınımız artıyor ve büyük çaplı felaketlere davetiye çıkartıyoruz. Şu anda karbon seviyemiz 1C seviyesinde ve bu önümüzdeki senelerde geri dönülemez bir noktaya geleceğimizin göstergesidir.
Burada önemli bir sınır var, bu da 1.5C seviyesi. Bu dünyanın ortalama sıcaklığının ne kadar yükselebileceğinin göstergesidir. Bu değerlerin etkilerini şöyle açıklayabilirim;
Şu anda 1C seviyesindeyiz ve bunun etkisini Avustralya’da aylarca süren yangınlardan sel felaketlerinden daha önce görülmemiş doğa olaylarından görebiliriz.
Tüm bu olayları göz önünde bulundurduğumuzda 1.5C seviyesini tahmin etmek daha da zorlaşıyor.
Kısacası dünya artık yeni bir düzene giriyor ve bu düzeni yöneten bazı topluluklar var bunu satranç taşlarına benzetebiliriz;
Biz normal insanlar birer piyon pozisyonundayız ve görevimiz Şah’ı korumak.
Bu yüzden yeni düzene ayak uydurmalı ve kendimizi bu süreçte en iyi şekilde geliştirmeliyiz.