Zuhur kelimesi Arapça kökenlidir ve "ortaya çıkmak, görünmek, belirmek" anlamına gelir. Zuhur etmek ise "bir şeyin gizliden açığa çıkması, ortaya çıkması" demektir.
Zuhur kelimesinin kullanım alanlarına göre farklı anlamları da olabilir. Örneğin, tasavvuf felsefesinde zuhur, "Tanrı'nın isim ve sıfatlarının âlemde tecelli etmesi" anlamına gelir. Bu bağlamda, zuhur, Tanrı'nın varlığının ve kudretinin âlemde görünür kılınması olarak yorumlanır.
Zuhur kelimesi, günlük dilde de sıklıkla kullanılır. Örneğin, "güneş zuhur etti" cümlesinde, güneş'in doğuşu ve ortaya çıkması anlatılır. "Doğruluk zuhur etti" cümlesinde ise, doğruluğun güç kazanması ve ortaya çıkması anlatılır.
Zuhur kelimesinin bazı örnek kullanımları şu şekildedir:
- Güneş zuhur etti.
- Doğruluk zuhur etti.
- Bir gün gerçek zuhur edecek.
- Zuhur eden hakikat herkesi şaşırttı.
- Bu olay bir zuhur gibi geldi.
Zuhur kelimesinin eş anlamlısı tecelli kelimesidir. Bu iki kelime, "bir şeyin gizliden açığa çıkması, ortaya çıkması" anlamında kullanılır. Ancak, tecelli kelimesi daha çok Tanrı'nın isim ve sıfatlarının âlemde görünmesi anlamında kullanılır.