Zorla "Hakkımı helal ettim" demekle hak helal edilmiş olmaz.
Helallik, rızaya dayalı ve ihlâsla gerçekleşmesi gereken bir durumdur. Bir kimseden zorla veya baskı altında "Hakkımı helal ettim" demesi istenmesi, o kişinin rızasının hür olmadığı anlamına gelir. Bu durumda helallik de geçerli sayılmaz.
Dini kaynaklarda da helalliğin rızaya dayalı olması gerektiğine dair birçok vurgu vardır. Hadis-i Şerif'lerde Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmaktadır:
- "Bir kul, bir kuldan haksız yere bir dirhem alsa, kıyamet gününde o kulun bütün iyilikleri alınıp, o dirhem kendisine verilir. Eğer o kulun iyilikleri yetmezse, o zaman hak sahibinin günahlarından alınarak ona yüklenir." (Buhari, Müslim)
- "Bir kul, bir kuldan haksız yere bir mal alsa, kıyamet gününde o malın misli kendisinden alınır. Eğer o malın misli kendisinde yoksa, o zaman hak sahibinin günahlarından alınarak ona yüklenir." (Tirmizi)
Bu hadislerden de anlaşılacağı üzere, haksız yere alınan bir mal veya hak, helal edilmedikçe sahibine geri verilmelidir. Aksi takdirde, kulun ahirette günahlarla muhatap olması kaçınılmazdır.
Peki, bir haksızlığa uğradıktan sonra helallik nasıl istenmelidir?
- Öncelikle, haksızlık yapan kişi hatasını kabul etmeli ve özür dilemelidir.
- Haksızlığa uğrayan kişi de bu özrü samimi olarak kabul etmelidir.
- Her iki taraf da birbirlerine karşı kin ve nefret duygularını beslememelidir.
- Haksızlığın telafisi mümkünse, bu telafi yapılmalıdır.
Eğer bu şartlar yerine getirilirse, helallik de geçerli sayılmış olur.
Unutulmamalıdır ki, helallik istemek ve vermek, kul hakkına riayet etmenin ve kalbi temiz tutmanın en güzel yollarından biridir.
Ayrıca, bu konuda daha detaylı bilgi almak için bir ilahiyatçıya veya din alimine danışmanızda fayda vardır.