Verimliliğinizi Arttırmak İçin Teknolojiyi Nasıl Kullanabilirsiniz?
Yeni bir teknolojik cihaz dalgası, yıllardır dikkat süremizin kısaldığını fark ediyor ve odaklanmamızı, üretkenliğimizi geri kazanmamıza yardımcı oluyor.
Onlarca yıldan bu yana sürekli gelişen teknoloji büyürken bizimle hiç bitmeyen bir bağlantı kurdu. Yüksek hızlı internet ve Wi-Fi sayesinde e-postalar, kısa mesajlar vb. yollarla çevremizdeki dünya ile bağlantımızı kesmeden sürdürdük. Fakat bu iletişim sürekliliği istenmeyen sonuçlara da yol açtı. Elde ettiğimiz bu amansız iletişimin bir bedeli olduğu ortaya çıktı. Yapılan tıbbi araştırmalar beyinlerimizin sürekli iletişim için kendini yeniden yapılandırdığını ve dikkat süremizin kısaldığını gösteriyor.
Gerek çalışırken, gerekse dinlenirken insanların çoğu sakinleşme ve konsantre olma yeteneğini kaybediyor. Bu nedenle teknolojiyi nasıl verimli kullanabiliriz sorusuna cevap aranmaya başladı.
Teknoloji ironik bir şekilde kendi etkilerini geri almak için kendi üzerine dönüyor. Bu aşamada kasıtlı olarak sınırlandırılmış yeni bir cihaz kategorisi bizi iletişim akışından ayırıyor ve üretken kalabilmemiz için dünyanın bize ulaşmasını engelliyor.
reMarkable 2
reMarkable’daki insanlar herhangi bir Ipad’den daha geleneksel bir tablet tasarlamak için işe başladılar. reMarkable 2 ikinci versiyonu, kullanıcıya kağıt hissi verecek şekilde hafifçe dokulu bir ekrana elle yazma izni verirken, bir kalem kullanılmasına da imkan sağladı.
Belge, metin tabanlı, çizim, diyagram vb. ne olursa olsun, uygun el yazısı ile daktilo edilmiş bir metne dönüştürülebiliyor. Oluşturulan belge içerikleri bulut hizmetinde kayıt altına alınıyor. Fakat daha da ilginci reMarkable 2 kapsamında bulunan değil bulunmayan özelliklerdir. Notlar dünyanın her yerine e-posta ile gönderilebiliyor fakat bu notlar kopyalanamıyor, internette gezinemiyor, kontrol edilemiyor ve cihaz, kullanıcının internette gezinmesine imkan vermiyor.
Burada ana prensip kullanıcıyı cep telefonu ve bilgisayardan uzak tutarak, üretmek için yalnız kalmasını sağlamaya dayanıyor.
Dikkat Dağıtıcı Unsurları Ortadan Kaldırmak
reMarkable İletişim Sorumlusu Başkan Yardımcısı Henrik Faller, reMarkable’ın kurucusu Magnus Wanberg’in üniversitede okurken çevrimiçi olmak ya da e-postaları okumak çok kolay olduğu için dizüstü bilgisayarında çalışırken odaklanmakta zorluk çektiğini açıklıyor.
Wanberg kağıdı dijital teknoloji le birleştiren teknoloji fikrini geliştirdi. Bilgisayarını ve telefonunu evde bırakarak sadece kağıt üzerinde çalışmaya karar verdi. Warnberg kağıt üzerinde daha iyi düşünebildiğini fark etti ve buradan yola çıkarak, kağıdı dijital dünya ile birleştiren teknoloji fikrine ulaştı. remarkable 2 dijital kağıt uygulaması böylece hayata geçti.
Wanberg ve reMarkable ekibi, insanların yalnızca teknolojiden girdi almak yerine, odaklanmaya ve çıktı yaratmaya ihtiyacı olduğunu ve bunun yollarını aradığını fark etti.
Dijital Kağıt
Wanberg ‘’Verimliliğe ulaşmak için dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırıyoruz’’ diyor. ‘’İşletim sistemini ve kullanıcı ara yüzünü düşüncelerinizi aksatmayacak şekilde tasarladık. Temiz bir dijital kağıt açıyorsunuz ve buna odaklanarak, üzerine düşüncelerinizi yazabiliyorsunuz. ‘’
reMarkable 2 kullanmak, tableti ve kalemi paketinden çıkarmanın biraz daha fazlasıdır. Yazma ve çizim anında gerçekleşir ve dosya düzenleme, bulut kaydetme hizmetinin kodunu çözmek ise sadece 1-2 dakika gerektirir.
Freewrite
Freewrite yazarların uygulamalarla ya da düzenleme dürtüsüyle dikkati dağılmadan taslaklarını kaleme almalarını sağlar. reMarkable 2 kağıt ve kalemle çalışmanın huzurunu ve amacını yeniden canlandırırken, yeni Freewrite özelliği yazma işlemini kelime işlemci günlere geri götürerek, bu alanda ilerlemeyi sağlıyor
İster kompakt Traveler sürümünde, isterse daha masaüstü merkezli akıllı daktilo biçiminde olsun Freewrite, Dropbox, Google Drive ya da Evernote gibi popüler hizmetlerde buluta kaydedilen işlem belgeleri oluşturarak yazmak, ideal akış durumunu teşvik ediyor.
Yazar tanıdık bir klavyeye kullanırken, yalnızca yapım aşamasında olan cümleyi ve ondan önceki birkaç cümleyi görecek büyüklükte küçük bir ekrana bakar. Mouse ve izleme dörtgeni yoktur. Çevrimiçi kullanabileceği tek özellik yazılanları buluta kaydetmektir.
Freewrite özellikle taslak oluşturma sürecini, düzenleme sürecinden ayırmak için tasarlandı.
E-postalar, sosyal medya, metinler, sohbet ve görüntülü konferanslar işyerindeki yazarlardan uzakta ve diğer cihazlarda canlı olarak sürdürülür.
Astrohaus’un CEO’su ve kurucu ortağı Adam Leeb’e göre Freewrite taslak oluşturma sürecini, düzenleme sürecinden ayırmak amacıyla, yazma felsefesinin bir parçası olarak tasarladı.
Leeb ‘’Tüm hayatımız dizüstü bilgisayarlarımızda ve tabletlerimizde geçiyor. Bu cihazlarda mevcut olan dikkat dağıtıcı unsurlar yazan herkesin işine odaklanma yeteneğini sınırlıyor’’.
Leeb, Freewrite ekibinin insanların sürekli tüketim dürtüsü nedeniyle çok fazla hayal kırıklığı yaşadığı konusunda da ısrar ediyor.
Yazma Deneyimini Bulandırmamak
Konu üzerinde çalışan bilim insanları artık kendi dikkatimizi dış dünyadan çekmek için savaşmalıyız diyor. Freewrite’ın genel amaçlı bir bilgisayar olmasına izin vermek yerine tek bir amaca odaklandıklarını söylüyorlar. Bu amaç da; en iyi kullanıcı deneyimini sağlamaktır. Bilim insanları ‘’Yazma deneyiminin mümkün olduğunca bulanmaması için cihazdan çok fazla konfigürasyonu uzaklaştırdık. Freewrite benimsenmesine yönelik adımlar kutuyu açıp çalıştırmak, kadar basittir. Klavye gezme komutlarını ayarlayıp bulut kurulumu hakkında kısa bir yönlendirmeden sonra yazmaya geçilebilir.’’ Diye ekliyor.
Leeb ‘’Bulutla eşitleme zamanı geldiğinde kullanıcı yalnızca kablosuz ağa bağlanır, e-posta adresini ekler ve tüm yazılarını buluta yükler. Bağlantı kesilinceye kadar da yazmaya devam edebilir.’’
Freewrite yazma akışın sağlamak için tasarlandı. Son olarak Freewrite tasarımı, düzenlemeyi kasıtlı olarak zorlaştırır ve bu sayede yazma akışını motive eder.
Dikkatin eldeki görevden uzaklaşmasına yol açabilecek pek çok modern cihazın aksine, Freewite sayesinde yazarın, her şeyi dijital kağıt üzerine döktüğü ve daha sonra gözden geçirmekten endişe duymadığı daktilo çağına geri döndüğü söylenebilir.