The Terminal Filmine İlham Veren Gerçek Hikaye: 18 Yıl Boyunca Havalimanında Yaşayan Adam

Bu hikâye, Fransız vatandaşı Mehran Karimi Nasseri’nin Paris Charles de Gaulle Havalimanı’nda 18 yıl boyunca yaşadığı dramatik ve ilginç yaşamını anlatıyor. Nasseri, İran kökenli bir mülteciydi ve 1970'lerde İran'dan ayrıldıktan sonra kendine sığınacak bir yer arıyordu. 1988'de Belçika'da yaşarken İngiltere’ye gitmek üzere bir uçağa bindi, ancak gerekli belgeleri eksik olduğu için İngiltere’ye kabul edilmedi. Dönüş yolunda, Charles de Gaulle Havalimanı'na geldiğinde de aynı sebeple Fransa’ya giriş yapmasına izin verilmedi.

Yasal olarak Fransa’ya veya başka bir ülkeye giriş yapamayacağı gibi, havalimanını da terk edemeyen Nasseri, Charles de Gaulle Havalimanı’nın bir terminalinde sıkışıp kalmış oldu. Burada, yıllarca bir bekleme salonunda kendine bir alan oluşturdu ve hayatını bu küçük bölümde devam ettirdi. Terminaldeki banklarda uyuyor, lavaboları kullanıyor ve seyahat eden yolculardan yiyecek yardımı alıyordu. Nasseri’nin durumu zamanla, hem havalimanı çalışanlarının hem de uluslararası medyanın ilgisini çekti ve onun hikayesi dünya genelinde tanınmaya başladı.

1999 yılında Fransa hükümeti ona geçici oturma izni teklif etti, ancak Nasseri, kendisini "Sir Alfred" olarak tanımlayarak bu kimliği kabul etmek istemedi. Terminalde yaşadığı süre boyunca ruh sağlığı da olumsuz etkilendi ve durumunu anlayabilmek zorlaştı. 2006 yılında rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı, böylece 18 yıl süren terminal hayatı sona erdi.

Nasseri’nin yaşamı, Steven Spielberg’in yönettiği The Terminal (2004) adlı filme ilham kaynağı oldu. Bu filmde, Tom Hanks başrolde, havaalanında sıkışıp kalan bir adamı canlandırdı, ancak filmdeki hikâye, Nasseri'nin hikâyesinden bazı farklılıklar taşıyor.

Nasseri’nin hikayesi, modern toplumda bürokrasi, kimlik ve aidiyet sorunlarına dair çarpıcı bir örnek sunuyor.