13 Ekim 1972'de, Uruguay Hava Kuvvetleri'ne ait 571 sefer sayılı uçak, Montevideo'dan Şili'nin Santiago şehrine gitmek üzere havalandıktan sonra And Dağları'na çarptı. Uçakta 45 kişi vardı ve kazada 12 kişi öldü. Geride kalan 33 kişi, dondurucu soğuk ve yüksek rakımın zorluklarına rağmen, hayatta kalmak için olağanüstü bir çaba gösterdi.
Uçak, And Dağları'nın yüksek rakımında, 3.600 metrelik bir tepeye çarptı. Çarpmanın etkisiyle uçak parçalandı ve yolcuların çoğu yaralandı. Kazadan hemen sonra, 12 kişi öldü veya öldü. Kalan 33 kişi, uçağın enkazında hayatta kalmaya çalıştı.
Yolcular, hayatta kalmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Uçağın enkazından yiyecek ve su topladılar, karları erittiler ve ateş yaktılar. Ayrıca, ölen arkadaşlarının cesetlerini yiyerek hayatta kalmaya çalıştılar.
Yolcular, 72 gün boyunca dağda mahsur kaldı. Bu süre boyunca, hava sıcaklığı -30 dereceye kadar düştü ve oksijen seviyesi düştü. Yolcular, soğuktan, açlıktan ve yorgunluktan dolayı ölme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Ancak, yolcular, birbirlerine olan bağlılıklarıyla ve hayatta kalma arzularıyla, bu zorlukların üstesinden geldi. 23 Aralık 1972'de, bir arama-kurtarma ekibinin yardımıyla kurtarıldılar.
And Dağları uçak kazası, havacılık tarihinin en büyük mucizelerinden biri olarak kabul edilir. Yolcuların, olağanüstü koşullar altında gösterdikleri dayanıklılık ve kararlılık, tüm dünyada hayranlık uyandırmıştır.
Kazadan sonra, yolcuların deneyimleri, "And Dağları'nda Hayatta Kalma" (Alive) adlı bir kitapta anlatıldı. Kitap, 1993 yılında aynı isimle bir filme de uyarlandı.