1953 yılında İran'da, Birleşik Krallık ve ABD tarafından desteklenen bir darbe ile demokratik olarak seçilmiş başbakan Muhammed Musaddık devrildi ve Şah Muhammed Rıza Pehlevi yeniden iktidara getirildi. Bu darbe, İran tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir ve günümüzdeki İran-Batı ilişkilerinde önemli bir rol oynamaya devam etmektedir.
Darbe, İran petrol endüstrisinin millileştirilmesinin ardından başladı. Musaddık, Anglo-İran Petrol Şirketi'nin (AİPS) İran petrol rezervleri üzerindeki kontrolünü sona erdirmek ve ülkenin petrol gelirlerini halka geri kazandırmak için harekete geçti. Bu, AİPS'nin sahibi olan Birleşik Krallık'ın tepkisine yol açtı.
İngiltere, Musaddık'ı devirmek için bir örtülü operasyon başlattı. Bu operasyon, CIA ve MI6 tarafından yürütüldü ve İran ordusunun ve muhafazakar elitlerin desteğini kazanmaya odaklandı.
Operasyon, 1953'ün Ağustos ayında başladı. Öncelikle, Musaddık'a karşı muhalefet hareketleri desteklendi. Ardından, İran ordusu içerisinde Musaddık karşıtı bir darbe planlandı.
Darbe, 1953'ün Ağustos ayının sonlarında gerçekleşti. İran ordusu, Musaddık'ın liderliğindeki hükümeti devirmeyi başardı. Musaddık tutuklandı ve sürgüne gönderildi.
Darbe, İran'da derin bir siyasi ve toplumsal etki yarattı. Musaddık'ın devrilmesiyle, İran'da demokrasi ve milliyetçilik hareketi zayıfladı. Şah Muhammed Rıza Pehlevi, daha da otokratik bir yönetime yöneldi.
Darbe, İran-Batı ilişkilerinde de önemli bir dönüm noktası oldu. ABD ve İngiltere, İran'ın iç işlerine müdahale etme konusundaki cüretlerini artırdılar. Bu durum, İran'ın Batı'ya karşı güvensizliğini artırdı ve günümüzdeki İran-Batı ilişkilerinde gerginliğin temelini oluşturdu.
1953 darbesi, İran tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu darbenin etkileri, günümüzde de İran siyasetinde ve uluslararası ilişkilerde hissedilmektedir.